cover
Nurettin sitting at a desk in a university library, surrounded by books and notes, with a focused expression on his face.
Bir zamanlar Fransa'nın büyük ve ünlü bir şehrinde Nurettin Topçu adında zeki bir öğrenci varmış. Nurettin, Sorbonne Üniversitesi'nde okuyan ilk Türk öğrenciydi. Çok çalışkandı. Büyük bir hayali vardı: Anavatanı Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek!
Nurettin studying late at night in his room, with a lamp casting a warm glow on his textbooks.
Nurettin'in hayali Türkiye'ye onur kazandırmaktı. Hedefine ulaşmak için gece gündüz çalıştı. Arkadaşları onun bu azmine hayrandı. Nurettin'in bir gün büyük işler başaracağını biliyorlardı.
Nurettin writing his thesis at a desk in a quiet study room, looking contemplative.
Nurettin bir gün üniversitesinde çok önemli bir sınava girdi. Sınavı geçerse Sorbonne Üniversitesi'nden doktor unvanı alacaktı. Nurettin 'Confirmisme et Revolte' adlı özel bir tez yazdı. Bu tez onun ahlak ve insanlık üzerine derin düşüncelerini içeriyordu.
Nurettin standing confidently in front of a panel of 3 professors, presenting his thesis at 1910 years.
Büyük gün geldi çattı! Nurettin üniversitenin en önemli profesörlerinin karşısına çıktı. Profesörler Nurettin'in tezini dinlediler ve çok etkilendiler. Çalışması yılın en başarılı doktora tezi seçildi!
Nurettin shaking his head firmly, declining the professor's offer of a reward.
Üniversite yetkilileri ona bir ödül vermek istediler. Bir profesör Nurettin'e, 'Sevgili Nurettin, bu büyük başarın için sana bir ödül vermek istiyoruz. Altın bir saat mi yoksa Amerika'ya ya da Kuzey Avrupa'ya mavi bir yolculuk mu tercih edersin? Nurettin başını sertçe salladı ve 'Hayır, bunların hiçbirini istemiyorum' dedi.
Nurettin proudly explaining his wish to the surprised professor in 1900's
Profesör şaşırdı ve merakla sordu: "O zaman ne istiyorsun Nurettin? Nurettin gururla, 'Sorbonne Üniversitesi'nin giriş ve çıkış kulelerinde 24 saat boyunca ay yıldızlı Türk bayrağının dalgalanmasını istiyorum' diye cevap verdi. Profesör Nurettin'in bu isteği karşısında hayrete düşmüştü. Ama bu isteği yerine getirmek için hemen harekete geçti.
The Turkish flag waving on the towers of Sorbonne University, with Nurettin looking up at it with pride.
Ertesi gün Sorbonne Üniversitesi'nin kulelerinde kırmızı zeminli, beyaz ay yıldızlı Türk bayrağı dalgalanıyordu. Herkes Nurettin'in ülkesine olan sevgisini ve Türk bayrağına olan saygısını konuşuyordu. Nurettin bu anı hiç unutmadı. Yabancı topraklarda bile vatanını unutmamış, milletini en iyi şekilde temsil etmişti.
Nurettin standing on a stage, speaking passionately to a crowd, with a Turkish flag in the background.
Bu olay Nurettin'in hayatında bir dönüm noktası oldu. Artık sadece kendisi için değil, Türkiye için de çalışıyordu. Nurettin'in hikayesi, bir insanın ülkesine duyduğu sevginin evinden uzakta bile parlayabileceğini gösterdi. Onun adanmışlığı birçok kişiye ilham verdi. Ve böylece Nurettin vatanını gururlandırmaya devam etti.
--:--
--:--
0/8